“Bugün insanlar çok daha fazla ilişkiler üzerine konuşuyor ama hepsi birbirinin aynı ve iletişimi hıza ve duyguların tüketimine dayalı, diğerkâmca bir varoluşa ve emeğe dayalı değil de bireyci, bencil bir ilgiye dayalı olarak vuku buluyor. +

Uzun zaman sonra kendi bloğuma yazdım. Tezer Özlü'den yola çıkarak dostluk üzerine düşünüyorum. O dönemden bu döneme dönüşen insan ilişkileri, kapitalizmin etkisi ve diğerkâmca, müşterek biçimde dostlukların imkânları üzerine. Okumak isteyenler için: dalgacimahmut0.wordpress.com/2025/08/20/t...

Kapitalizmin duygulara etkisinden sonra hayal gücümüzün ve edebiyatın da kapitalizmden nasıl etkilendiğini düşünüyorum. Bir taraftan günümüz edebiyatının serencamlarına eleştirilerde bulunuyorum. Hayal gücünü ve edebiyatı yeniden devrimcileştirmek gerek. sentezfikir.wordpress.com/2025/07/12/h...

Thunberg, "Eğer insanlıktan geriye bir zerre kaldıysa, Filistin için ve özgür bir Filistin için mücadele etmeliyiz. Burada bulunuyorum çünkü bu bir zorunluluk." www.agos.com.tr/tr/yazi/3382...

Walter Benjamin’in “devrimler tren yolculuğu değil, insan ırkının imdat frenine sarılmasıdır” tezine geri dönmeliyiz. 🖋️ Sınıf savaşı olarak yapay zeka, Adam Jones.

İşverene ve sendikaya karşı, yaşasın işçilerin birliği! 🖋 İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinden bir işçinin mektubu umutsen.org/index.php/20...

Bir Grev Kırıcıya Yergi - Jack London Esav kendine; Yahuda Tanrı’sına; Benedict Arnold vatanına ihanet etti. Grev kırıcıysa hem Tanrı’ya, hem vatanına, hem ailesine, hem de kendi sınıfına ihanet eder. heimatloskultu.org/2025/06/02/b...

Borç ekonomisi, geleceklerini rehin vermek zorunda kaldıkları için insanlarda büyük strese sebep oluyor. Ancak psikiyatrik söylem depresyonu bağlamdan yoksun, kişisel bir sorun olarak ele almakta kararlı.

Okuma biçiminin hıza ve tüketime dayandığı tespiti çok doğru. Bunun bir nedeni de var olan boş zamanı değerlendirmeye yönelik tüketim mekanizması. Kapitalizm üretimi hızlandırdığı gibi tüketimi de hızlandırdı; kısa ve pratik shorts videoları bilgiyi tüketebileceğimiz bir kapsül +

"Ve yırtılmış bir tül gibi savrulup duruyor zaman.."

Tekno-feodalizm metaforu retorik açıdan güçlü olsa da bizi dijital kapitalizmin nasıl işlediğine dair titiz bir analizden uzaklaştırıyor. 🖋️ Dijital lordlar mı, kapitalist titanlar mı?, Arif Novianto.

"Kesin olan bir şey varsa, o da Walter Benjamin’in sıradan bir Marksist olmadığıdır: O, ilerlemeye inanmaz; çünkü ilerleme, kendi içinde felaketi de taşır. Yine de, her şeye rağmen ve her türlü umuda karşı sonsuz bir biçimde kurtuluş arzusunda ısrarcı görünür."

Ayrıntı'dan yeni çıkanlar arasından şu kitap çok ilgimi çekti.

Benjamin, Baudelaire üzerine yazdığı bir metninde şunları söyler: “İlerleme kavramını felaket düşüncesine dayandırmak gerekir. Her şeyin ‘böylece sürüp gitmesi’, işte felaket budur.” Léo Fabius'un makalesini Doğu Saltürk çevirdi.

Terry Eagleton'ın spor ve bilhassa futbola dair getirdiği şu eleştiriyi bırakayım.

ODTÜ'de Bandista faşistleri kudurttuysa söyleyelim: "Bir hikâye anlatmamız gerekiyorsa eğer buna 1915'ten başlamamız lazım." Ve tabii: "Unutmadık inandık, bulanmadık bilendik." Topraklarındaki soykırımlarla yüzleşmeyen, ötekilerle barışmayan herkes özgür bir gelecekten yoksundur.

Sonunda kendi kendini yedi bitirdi. Darısı bütün kapitalistlerin başına.

Eagleton'ın Beckett'in Godot'sunu Benjamin'in Mesih'i ile benzeştirerek kurduğu harika alegori.

Gündem futbol zamanlarında aşırı barbarizm ve magandacılık ortaya çıkıyor. Bunu eleştirince de elitist duruyoruz. Yahu insanlar kendilerini güvende hissedemiyorlar sizin kutlamalarınız yüzünden, dur yere huzursuzluk yaratıyorsunuz. Amaç kutlama değil erkeklik gösterileri resmen!

Bugün kendime dair bir şey fark ettim. Kendine "devrimci" diyen bir insan olarak aşırı kırılgan/alıngan ve tembel/üşengeç (Oblomov vari) bir yapıya sahibim. Bu yüzden genel olarak sorumluluk alamıyorum veya her şeye aşırı duygusal yaklaşıp üzülüyorum. İyi bir mücadeleci değilim. Bir de anksiyete...

Yazarlar bu kitapta "borç meselesini sorunsallaştırıyorlar. Konu bir çeşit ifşa yöntemiyle ele alınırken, kadınlar, lezbiyenler ve translar açısından borcun getirilerinin nasıl patriyarkanın diğer şiddet biçimleriyle bir arada iş gördüğü de ortaya çıkıyor." kisadalga.net/yazar/borca-...

Her şeyi talan ediyoruz, ihtiyacımız olmayan şeyleri satın alıyoruz ve sonra da çaresizlik içinde fatura ödeyerek yaşamlarımızı sürdürüyoruz. Başka bir yaşam biçimi önermemiz gerekiyor! José Mujica'nın makalesini Uğur Şen çevirdi.

Sol yayınlarındaki verebileceğim büyük bir örnek de Alman İdeolojisi'nin çevirisindeki cümle tamlayıcı ögeler cümleyi daha karmaşıklaştırıyor, bu da okuyucunun muhtemelen dikkatini dağıtıyor. Fakat Evrensel'deki tam metne baktığımızda daha anlaşılır bir üslupla karşılaşıyoruz. +

Türkçede okuduğumuz çeviri teorik metinlerin -özellikle 20 yılı aşkın çevirilerse- çoğu anlaşılmaz cümleler veya kelimeler barındırıyor. Özellikle geleneksel Türkçeye bağlı bir çevirmense bu metinleri anlamıyor oluşumuz çok doğal. Yani Sol yayınlarının çevirilerinin çoğu böyle +

Misal günümüzde bu sosyal izolasyon meselesi en çok sosyal medyada var olan duygulanımlarla alakalı. Buradaki etkileşime göre belirlendiği için artık duygulanımlarımız, haliyle insanlar ilk önce tepkilerini dijital olarak göstermeye, ilk önce burada etkileşimlerini keserek +

Ben sevdiğim birçok insanı -yoldaşımı- ideolojisiz bir partizanlığa kaptırdım. Bu ya benim ayıbım ya da başkalarının daha sıkı bir ilgiyle var ettiği duygusal bağ ile kurulan örgütlenmedir. Her şeyden evvel bildiğim bir şey varsa partizanlığın sağlıksız bir duygulanım olduğudur. +

Bu “yazıcadılar”da nereden çıktı?

PKK’nin 12. Kongre sonuçlarını açıklamasının ardından ASELSAN hisseleri düştü. https://www.evrensel...

Sürecin büyük adımları atıldı fakat bu güzel barış umudunu iktidara kaptırmamak ve kendi lehine kullandırmamak için de mücadele etmemiz gerekiyor bence. Bu süreç olası bir iktidar değişikliğiyle ve bizim çabalarımızla gerçekten halkların lehine, olumlu sonuçlanacaktır. Umuyorum.

Henüz bir barıştan söz etmek zor umarım koşullar oluşur halkın sevinci karşılık bulur. Bunun olabilmesi için de yataydan baskı kurulması, muhaliflerin toplumsal barış için elini taşın altına koyması gerekiyor iktidarın varlığından rahatsızsak işi ona bırakmamak da sorumluluk meselesi bence.

Çalık Holding önünde Erol Eğrek eylemi Erol Eğrek isimli işçi tazminat hakkını aradığı Çalık Holding binası önünde Çalık Holding’in personelleri tarafından dövülerek öldürülmüştü Sosyalistler ve gençlik örgütleri Çalık Holding önünde. Yürüyüşe hazırlanıyorlar sendika.org/2025/05/cali...

Erol Eğrek, Türkmenistan'da Çalık Holding'e bağlı fabrikada sigortasız çalıştırılıyor, hakları verilmiyor. Hakkını istediği için şirket korumaları tarafından katlediliyor. Kapitalistler döve döve işçi katlediyor bu devlet ortaklı patronlar düzeninde artık gerçek bu kadar can yakıcı.

Katil Çalık Holding! Erol Eğrek,Çalık Holding’in Türkmenistan’daki tekstil fabrikasında çalıştı. Bugün, 10 yıl boyunca alamadığı tazminatını istemek için gittiği Holding binası önünde, koruma olduğu iddia edilen kişiler tarafından dövülerek öldürüldü. Katil holdingci düzeninizi başınıza yıkacağız!

O harika Ortak Bir Şeyleri Olmayanların Ortaklığı'nın yazarı Lingis de bu aralar kaybettiğimiz, yeri doldurulamayacak sıradışı insanlar arasına katılmış maalesef. Çok ilginç, dopdolu bir hayat sürenlerin o hayata dair "dolu" bir felsefe de üretmesine pek ender rastlanır, Lingis o azınlıktandı işte.

İletişim'den ilgimi çeken yeni çıkanlar

Yahu solcu çevirmenler, akademisyenler lütfen parayı zamanında ödüyor, biraz fazla ödüyor diye şu Ketebe ile çalışmayın. Hem o kitapları okumuyoruz hem de birilerinin kasasına daha çok yardımcı oluyorsunuz. Bizden para kazanmaya çalışıyorlar, siz de buna çanak tutuyorsunuz. Biraz ilkeli olun.

Kropotkin'den yola çıkarak harika bir anarşist komünist toplum dinamiği sunuyor Necmettin bence. Önce fikrin temellerini atıyor, ardından detaylandırıyor ve ortaya müthiş bir sonuç çıkıyor. Uzunluğundan korkmadan okumanızı öneriyorum o yüzden. sentezfikir.wordpress.com/2025/05/07/a...

Bu yazı da ayrı güzelmiş. "İronik bir şekilde, neoliberal küreselleşme, gelişmiş dünyadaki toplumsal mücadeleyi 19. yüzyılın başındaki proto-endüstriyel durumuna geri döndürmüş olabilir: radikal bir şekilde idealist, ancak silahsızlandırılmış ve bölünmüş."

Çok hoş bir yazı olmuş. "Özellikle gençler için bu isyanın, hiçleştirilmeye karşı bir varlık isyanı olduğunu düşünüyorum, ki böyle bir isyan, kaybedecek hiçbir şeyi kalmamışların isyanıdır, umutsuzluğa düşme cesareti gösterip bu umutsuzluğun içinden bir varlık çıkarma çabasıdır."

"Irkçı, sınıfçı düşünceyle ötekileştirilen insanların ölümüne çalıştırılması sömürgecilerin ata mirasıydı." Madenciliğin ve insan bedeninin sömürüsünün tarihine dair güzel bir yazı. Okuyunuz.

Umutsuzluğun içinden bir varlık çıkarma çabasıdır bu isyan. Boşluğun imkânsızlığından çıkma, onu ayaklarımızın altına alıp üzerinde dans etme, dünyayı veya coğrafyayı yeniden icat etme şansı… Emek Erez (@emekerez.bsky.social) yazdı. corpusdergi.com/2025/varligi...

1980’lerde sol aktivizm neredeyse tamamen şiddet içermeyen bir hal aldı. Tüm bu sesli yeraltı hareketleri nihayetinde metalaştırıldı, parti siyasetinden ve işçi hareketinden büyük ölçüde kopuk hale geldi. Terence Renaud'nun makalesini Sevgi Hazır çevirdi. corpusdergi.com/2025/gundeli...

Kapitalizm bir duygular siyasetini yükseltiyor. Romantizmden arınmış, anti-kapitalist bir duygulanımı biz neden inşa etmiyoruz ki? Kapitalizm ve duyguların ilişkisine yönelik giriş niteliğinde, tartışma bazlı bir yazı yazdım. Buyurunuz, tartışalım. sentezfikir.wordpress.com/2025/05/05/k...

Deniz'i, Yusuf'u, Hüseyin'i anmalı, "sol melankoli" iyidir, tarihin sadece egemenlerin olmadığını ona direnenlerin de olduğunu gösterir ama bu anmalar romantize edilince asıl mücadele görünmezleşiyor bugün Denizleri sahiplenip benzer mücadeleyi verenleri marjinalleştiren bakışın sebebi de bu bence.

Arkadaş Z. Özger, bir arkadaşının şiiri içinde "merhaba canım" ifadesi geçtiği için döneminde bir editör tarafından reddedilince öyle yazılmaz böyle yazılır diyerek yazıveriyor "merhaba canım" şiirini. çiçek toprak yoldaşın olsun, arkadaşım. www.gazeteduvar.com.tr/coklar-sokag...

Kapitalizm bir duygular siyasetini yükseltiyor. Romantizmden arınmış, anti-kapitalist bir duygulanımı biz neden inşa etmiyoruz ki? Kapitalizm ve duyguların ilişkisine yönelik giriş niteliğinde, tartışma bazlı bir yazı yazdım. Buyurunuz, tartışalım. sentezfikir.wordpress.com/2025/05/05/k...

Bürokrasiden iliklerime kadar nefret ediyorum.

1 Mayıs'ı yalnızca Kadıköy eleştirileri olarak veya Taksim-Kadıköy tartışmasına indirgememek ve bu şekilde düşünmemek gerekiyor. Taksim için yazılmış olan bu öz eleştiri metni de gayet önemli ve doğru.

AKM önünde "Savaşa hayır, barış hemen şimdi!" sloganı atılıyor. Video: @hazandra.bsky.social

Direniş ortaklaşıp büyümesin diye eylem alanlarını manipüle eden devlet piyonları yine işbaşında en büyük korkuları bu ortaklık çünkü ne ölüme ne ölüye saygıları var insan olmaya yabancı güruh.