loading . . . ‘İç siyasal mesele’ olarak Filistin ABD Başkanı Trump’ın açıkladığı 20 maddelik “Gazze Çatışmasını Sonlandıracak Kapsamlı Plan” önerisi, Hamas tarafından cevaplandı. Hamas, İsrail’in saldırılarını durdurması ve Gazze’den tamamen çekilmeyi başlatması durumunda elinde tuttuğu rehineleri serbest bırakmayı kabul ettiğini ve müzakerelere başlamaya hazır olduğunu duyurdu.
Birleşmiş Milletler Soruşturma Komisyonunun 16 Eylül 2025’te açıkladığı rapora göre İsrail uluslararası hukukta tanımlanan beş soykırım eyleminin dördünü Gazze’deki Filistinlilere karşı uyguluyor: Bir grubun üyelerini öldürmek, onlara ciddi bedensel ve ruhsal zarar vermek, grubu yok etmek için kasıtlı olarak koşullar yaratmak ve doğumları engellemek.
Birleşmiş Milletler Örgütü tarafından güvenilir kabul edilen rakamlara göre, eylül 2025 ortasına kadar Gazze’de en az 64 bin 964 kişi İsrail saldırılarında katledildi. Öldürülenlerin üçte ikisi kadın ve çocuklardan oluşuyor. Yıkım bununla da sınırlı değil; neredeyse iki milyon kişi zorla yerinden edildi. Evleri yakılıp yıkılanlar, son iki yılda zirveye çıkan bir aç bırakma zulmüyle karşı karşıya.
* * *
Batılı güç merkezlerinin sefil sessizliği sürmekteyken, Gazze halkına gıda ve yardım malzemeleri götürmek üzere hazırlanmış en büyük filo olma özelliğini taşıyan Sumud Filosu yola çıkmıştı. Ancak bu yüz akı çaba, İsrail donanması tarafından Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne aykırı bir biçimde engellendi.
Sumud kelimesi Arapça’da ‘kararlılık’ kökünden türetilmiş bir kelime ‘düzenlemek, biriktirmek, kurtarmak’ anlamını taşıyor. Simgeselliğini zeytin ağacının dirençli bereketinden ve annelikten alan kavram uzun yıllardır Filistin halkının direnişinin kültürel ögelerinden biri olmuş. Filistinlilerin vatanlarında kalmalarını sağlayacak ve bu yolda işgalciye karşı direnişini güçlendirecek kurumsallaşma ‘sumud’ kavramı etrafında şekillenmiş bulunuyor.
Sumud Filosu’nda Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin, Avusturya, Avustralya, Bahreyn, Belçika, Birleşik Krallık, Brezilya, Bulgaristan, Cezayir, Çekya, Danimarka, Endonezya, Fas, Finlandiya, Fransa, Güney Afrika, Hırvatistan, Hollanda, İrlanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, Japonya, Kolombiya, Kuveyt, Litvanya, Lüksemburg, Maldivler, Malezya, Meksika, Moritanya, Norveç, Pakistan, Polonya, Portekiz, Sırbistan, Slovakya, Tunus, Türkiye, Umman, Uruguay, Ürdün, Yeni Zelanda ve Yunanistan’dan aktivistler yer aldı. Gösterilen gayret, kampanyada katılımcısı bulunmayan ülkelerde de yığınsal mitinglerle desteklendi.
Dünya haritasının büyük bir bölümüne dokunan katılımcı listesi, Filistin meselesinin yerel ve iç siyasetleri de kapsayan bir konu olduğunun en güçlü kanıtı. Dünyanın dört bir yanından yola çıkan bu yürekli insanlar, elbette tarihte benzerine az rastlanan bir vahşete dur demek için insani değerlerini kuşanıp yola çıktı. Ancak bu çabanın bir diğer gerekçesi de halkların ve kaynakların sömürülmesine dayalı ekonomik talanı genişletmek ve kalıcılaştırmak için dünyanın dört bir köşesinde sürdürülen emperyalist saldırganlığa dur deme arzusuydu. ABD dış politikasındaki radikal değişimlerin eşliğinde Gazze’de yürütülen soykırımın dünyanın bütün coğrafyalarına yönelik somut bir tehdit olduğunu ve İsrail’in emperyalist Batı’nın mızrak ucu olduğunu gören aktivistler bu nedenle yollara düştü.
* * *
Kapitalizm tarihsel bir bunalım döneminden geçiyor. Kriz tüm dünya ölçeğinde işçi sınıfına ve mazlum halklara yönelik çok yönlü saldırılarla kendini gösteriyor. Yaşanan hegemonya krizi, uluslararası güç odaklarını soykırıma kadar uzanan uygulamaları meşru görecek düzeye indirmiş durumda.
Öte yandan kapitalist akıl, emperyalist talanın bir numaralı mağduru olan emekçilerin gözünü bağlayıp, tepkisini sorunların asıl kaynağı olan kapitalizmden uzak tutmak için algı yönetmeye devam ediyor: Bazen İsrail’le ticarete devam edip, Filistin halkını destekler gibi yapıyor, bazen Arap halklarını küçümseyen ön yargıları harekete geçirip “Onlardan bize ne” dedirtmeye çalışıyor. Bununla da yetinmeyip, enerji kaynaklarına sahip bir coğrafyada, emperyalist güçleri temsil etmek ve çıkarlarını koşulsuz bir biçimde desteklemek üzere kurulmuş İsrail devletini eleştirenleri terörist destekçisi ilan ediyor.
Bugün Gazze’de yaşatılanların, emperyalistlerin çıkarları gerektirdiğinde ülkemiz dahil dünyanın her yanında gerçekleştirilebileceğinin bilinciyle davranmamız gerekiyor. Emperyalizmin güncel bir tehlike olduğunu, hepimizin Filistinli olduğunu haykırmak için bugün “İsrail’e tam ambargo” şiarıyla Taksim AKM’den Dolmabahçe’ye yapılacak yürüyüşte buluşmak umuduyla. https://www.evrensel.net/yazi/97830/ic-siyasal-mesele-olarak-filistin