Bu yaz ve güz pek sıkıntılı geçti, geçiyor ama bahçenin keyfi hep yerindeydi neyse ki. Hala gayretli üstelik. Bunlar dün akşam ve bu sabah toplananlar🧿

İyi düşünüp iyi yazabilen düşünürlerden Jonathan Lear da veda etmiş hayata. Mutluluk, Ölüm ve Hayatın Artakalanı cidden güzel kitaptır. Çevrilmeyen Radikal Umut da öyleydi. www.metiskitap.com/catalog/book...

Yaşlı bakımı gibi ağır, "queer yazar" gibi klişelerle dolup taşmaya teşne iki mevzudan son derece eğlenceli, insani hoşluklarla dolu bir film çıkarabilmek ancak İrlandalıların harcı olabilirdi (Bir İtalyan filminin epey serbest bir uyarlaması imiş!) Keyifle seyrediliyor.

Nemirovsky'nin önceden okuduğum kitapları daha pes perdeden ama incelikli gözlemlerle doluydu. Bu kitabın incelikten yana öbürlerinden hiç eksiği yok ama belki yazar için hassas, varoluşsal bir mesele olan Yahudiliğe odaklandığı için, pathos'u çok güçlü. Şaşırdım ama sevdim

Akşam bereketi🧿

Yetti ulan zulmünüz! 19 Mart'tan beri önce Mahir Polat, sonra Esila, şimdi de Mehmet Murat Çalık'ın sağlıklarıyla oynayıp hem onlara fiziken hem de bize manen işkence yaptınız. Elbette hesap vereceksiniz ama şimdi, hemen #MehmetMuratÇalıkSerbestBırakılsın

Ödemiş belediye başkanı Mustafa Turan tüm yetkili kurumlara destek çağrısında bulunuyor. Ödemiş bir zor geceyi daha kaldıramaz. Yok mu sesimizi duyan kimse?

Herkes dinlesin Zeynep kardeşimizi! Böyle bir haklılık görülmemiştir. #MadenYasasınıGeriÇek

Epeydir buraya yazmak gelmiyor içimden ama hem #MehmetTürkmeneÖzgürlük talebine ses vermek hem de Özgür Özel'e bugün iktidarın çok tehlikeli bir hamlesini, hepimizi şaşırtıp çok doğru bir yerden konuşarak, boşa düşürdüğü için kendi adıma teşekkür etmek istedim.

Buralarda milleti sabah akşam yavşak KK'na sövdürürken zaten epeydir boş olan sokaklarda terör estirmeye döndüler bile. Gözaltılarda iyice "burası babamın çiftliği, bir de gerekçe mi göstericem" rahatlığına geçtikleri anlaşılıyor. Bu rahatlarına çomak sokmak, ses yükseltmek şart! Gidişat vahim.

Sermaye hep kendine köle istemiştir, ama eskiden bu arsız isteğini, ayrıntılı analizler talep eden ideolojik örtmeceler gerisine gizlemek zorunda kalırdı. İşçi sınıfı bu kadar güçsüz kalınca artık ideolojik analize de ihtiyaç bırakmayan pervasızlıklarına dönüveriyor beyzadeler.

Asıl mesele 15-20 sene işletilip bölgeyi ay yüzeyi gibi bırakacak madenler için milyonlarca yılda oluşmuş doğal dengenin, bundan yüzlerce yıl sonra bile halkı beslemeye devam edecek zeytinlerin, hayati su kaynaklarının feda edilmesi. #ZeytinimeDokunma #ToprağımızıVermiyoruz Bu yasa çıkmamalı.

#ToprağımızıVermiyoruz #ZeytinimeDokunma Bu kampanya hayat-memat meselesi, ilgilenip destek olalım lütfen. Çoktandır enerji ve maden şirketlerine teslim edilmeye çalışılan ülkemizi geri alma iradesini bu korkunç, bu alçakça, bu hain yasayı geçirtmeyerek gösterelim!

Reşat Nuri'nin çocuğun kitap okumasını "kendine bir iç alemi yapmak"la eşdeğer görmesi ve birkaç yazısında aileleri saçma ahlaki gerekçelerle bu "zevki" manipüle etmekten vazgeçmeye çağırması hoşuma gitti.

Köylerimizi, tarım alanlarımızı ve ormanlarımızı elimizden alıp madencilik şirketlerine açmayı amaçlayan Enerji Kanunu tasarısına karşı Ankara’da buluşuyoruz! Suyumuza, toprağımıza ve ağaçlarımıza sahip çıkmak için tüm yurttaşları Perşembe sabahı TBMM önüne çağırıyoruz!

Bu akşam meyvalar bahçeden (erik komşudan) 🧿

Madleen'dekilerin şortlarıyla ilgilenen, kabileci, aidiyetten ve görünüşten başka esasa dair hiçbir şeye kıymet veremeyen, mide bulandırıcı sığlıkta din anlayışı da İsrail siyonizmininkiler kadar olmasa da korkunç insani sonuçlar doğuruyor. Biz elbette Madleen enternasyonalden yanayız!

Greta Thunberg Rima Hassan Yasemin Acar Baptiste Andre Thiago Avila Omar Faiad Pascal Maurieras Yanis Mhamdi Şuayb Ordu Sergio Toribio Marco van Rennes Reva Viard The embodiments of Hope the Principle! #FreedomFlotilla #BreakTheSiege #AllEyesOnMadleen

Bugün deniz öyle güzeldi ki, sıcaklığı, dalgalılığı, ıssızlığı öyle kararındaydı ki yüzmeye doyamadık. Memleket yüzünden, sermaye ve şiddet nefes aldırmadığı için böyle basit ama derin mutlulukları unutuyor insan, sonra birden dünya hatırlatıyor neyse ki!

Son on senede araştırmacılar sayesinde epey yeni Örik kitabı okuyabildik. Zincirin son halkası olan bu roman da zevkle okunuyor. Nahid Sırrı'yla ilk defa tanışacaklara çok heyecan vermeyebilir, ama Örik'in haset ve "schadenfraude" kataloğunun meraklı okurları için gayet tatminkar.

Kracauer'in, bir Benjamin veya Adorno kadar ilgi görmemesini bir yere kadar anlayabilirim ama bizde bu kadar az ilgi görmesi büyük haksızlık. Bir düşünce mecrası olarak denemede ne denli derinleşilebileceğini örnekleyen bu kitap özellikle okunmalı. Orhan'ın çevirisi de harikadır.

Türkiye'nin onurlu bir yarını olacaksa ona giden yol Gezi'de ete kemiğe bürünen isyan ve dayanışma ruhuyla döşenecek mutlaka. #Gezi12Yaşında #GeziyiSavunuyoruz #GeziOnurumuzdur

Manidar bir yılda, 1968'te vizyona girmiş pek hoş bir "aylaklığa övgü" filmi. Köpekseverler de ayrıca memnun kalacaktır. m.imdb.com/title/tt0061...

Kuduz gibi basketbol seyrettiğim sıralarda sık sık canımızı yaksa da en hayran olduğum Avrupalı oyuncuydu. Sayesinde Fenerli olarak nadir yaşadığımız bir şampiyonluk sevincini, hem de Avrupa şampiyonluğunu tatmak varmış kısmette. Helal olsun!

Wendy Brown alıntıladığım ilk pasajda liberal demokrasinin neden çoktan maziye karıştığını güzel anlatmış. Devamında Trump'ın "yasa-aşırı" otoriter devletçiliğinden solun çıkarabileceği dersler üzerinde durmuş. Her tespitine katılmasam da zihin uyarıcı bir yazı. ctjournal.org/2025/05/15/a...

Salgado'nun fotoğraflarını görene kadar fotoğrafın sanat olabileceğine şüpheyle bakardım. Sanat salt estetikle ilgili bir şey değil, maneviyat olmadan olmaz diye düşünürdüm çünkü. Onun her fotoğrafında müthiş bir maneviyat da vardı işte. Büyük bir sanatçı, örnek bir insandı. RIP.

Sahaflığa Moda pasajında başladığı zamanlarda, ben tıfıl bir öğrenciyken tanımıştım Lütfü abiyi, çok erken kaybettiğimiz Burhan abiyle birlikte. Yıllar içinde çok sohbetimiz olmuştu, mesleğini aşkla yapanlardandı. Erken gitti o da, kayıplarla dolu kötü bir yıl oluyor bu.

O meşhur İkarus ve Minator/Theseus/Ariadne efsanelerine farklı, hoş bir yorum getirilmiş bu filmde. Burada iyi figür Minator, İkarus'un kankası. Ariadne sadece kendisiyle meşgul bir tipken Theseus önce itici, sonra düpedüz alçak biri. Tavsiye edilir. m.imdb.com/title/tt1355...

Gezimizin son günü Konya Arkeoloji Müzesi'nin pek güzel lahit koleksiyonuyla başladı, Fasıllar köyündeki yatık dev Hitit heykeliyle devam etti, o heykelin bir nedenle ulaşamadığı Eflatun Pınar'daki nefis çeşmeyle tamamına erdi. Çok doyurucu bir geziydi ama evi de özledik biraz.

Dünya komünistlerinin hac yeri olması gereken, eşitlikçiliğin kabesi Çatalhöyük'te sadece bir kazı alanı ziyarete açık olduğu için biraz hayalkırıklığı yaşadık. Yine de harika hazırlanmış, çok bilgilendirici karşılama merkezi ve tüm höyüğü kaplayan hezarenler pek güzeldi.

Kapadokya'nın güneyinde kalan Soğanlı bölgesi, "peri bacaları"nı az turistli bir ortamda sakin sakin gezmek isteyenlere hararetle tavsiye edilir. Buradaki güzel küçük kiliselerin epey büyük ve etkileyici bir örneğini görmek isteyenler yakındaki Gümüşler Manastırı'na da uğramalı.

Yol notlarına devam: Roma İmparatorluğu'nun garnizonu, yani İncirlik üssü Anavarza. Kalesi çok ihtişamlı ama güneşin azizliğinden fotoda güzel çıkmayınca iki köpüşün korumasındaki kapıyı paylaşayım dedim.

Antep civarında Yesemek'teki Hitit heykel atölyesi güzeldi ama asıl Tilmen Höyük'ü çok sevdik. Hem antik şehir pek etkileyici hem de doğası bir harika. Zaten Antep'ten Osmaniye Kadirli'deki Aslantaş'a (orası ayrı nefasette) kadar nefis bir bitki örtüsü varmış, hiç beklemiyorduk.

Bugün yine yollardayken neredeyse tasavvufi bir cümle kurduk kendi aramızda: Gittiğimiz yol doğru ama yol, yol değil.

Bugün gezimizin zirvesindeydik: Karahantepe ve Göbeklitepe cidden muhteşem yerler: tarif etmeyi beceremeyeceğim hoş, karmaşık bir maneviyatla doldum şahsen. Göbeklitepe'deki kumrular gibi derin tarihe yuva kurmak güzelmiş.

O harika Ortak Bir Şeyleri Olmayanların Ortaklığı'nın yazarı Lingis de bu aralar kaybettiğimiz, yeri doldurulamayacak sıradışı insanlar arasına katılmış maalesef. Çok ilginç, dopdolu bir hayat sürenlerin o hayata dair "dolu" bir felsefe de üretmesine pek ender rastlanır, Lingis o azınlıktandı işte.

Kayseri'de tarih çok zengin: Asur ticaret kolonisi Karum'dan Mimar Sinan'ın Ağırnas'ındaki yeraltı evlerine, çok doyurucu müzelerinden 7-8 yüzyıllık onlarca camiye gezecek yer çok. Yemekler de pek güzel. Ama her yerden görünen yakışıklı dağ Erciyes işliyor en çok insanın içine.

Çok üzgünüm. Son zamanlarda çok yalnız kaldı, psikolojisi bozulduğu için sevenlerini ve öğrencilerini üzdü. Ama bir hayatın hakikati sonu değil ki: Çok mültefit ve nazik bir dost, çok iyi bir eleştirmen ve edebiyat kuramcısı, ama asıl muhteşem bir hocaydı. Hep öyle hatırlanacak.

Çorum görkemli Şapinuva ve Hattuşa'sı dışında, yeşil doğası, çok zengin bir çeşitlilik arz eden kır çiçekleri, muhteşem Frig ve Hitit eserleriyle dolu müzeleri, yakışıklı, bakımlı inekleriyle harika bir gezi güzergâhı. Hititlerin boğa ve Çorum sevgisi boşuna değilmiş.

Ömrü boyunca sık sık özgürlüğünü ve sağlığını elinden alan (62 yaşında, yani çok genç ölmesi bu yüzden) bu ülkeye sahiden barış gelsin diye en çok emek veren insandı Sırrı Süreyya. Sırf bu nedenle bile bu toz duman dindiğinde hep güzel hatırlanacak. Tabii Gezi'deki müthiş emeğiyle de.

Bu operasyon bile Kadıköy gafletinden aymaya yetmeli. Genel bir isyan ortamında oraya her şeyi göze alarak gidecek onbinlerce gence ne halleri varsa görsünler demek, isyanı fiilen söndürmek, sosyalist, hatta sol bir parti veya sendikanın işi olamaz. Vebali çok ağır olur!

Nazilerin en nefret ettiği yazarlardan Kurt Tucholsky tek bir uzun cümleyle nefis bir "milliyetçi" tarifi yapmış.

Transfobiyle işkence meşrulaştırmaya çalışıyorlar, zaten bedeni değersizdi demeye getiriyorlar nefret söylemine sığınıyorlar öyle tiksindirici öyle haysiyet yoksunu işkenceciler. Kimseyi geride bırakmayacağız o nedenle kıymetli bir söylem işte.

"Selam olsun yeni bir ülke için büyüyen büyük tahammülsüzlüğe!" diye bitirmiş Yozgat mitingindeki pankartıyla tanıdığımız Murat Akdoğan kardeşimiz yazısını. Neoliberalizmin tarıma, küçük çiftçiye saldırısını iyi analiz etmiş. yurtseverce.com/2025/04/25/hafizamiz-irademiz-emegimiz-ve-yozgat-mitingi/

Bugünkü açıklamalardan sonra n'apacak öğrenciler? TİP'in, TKP'nin, EMEP'in de önüne mi gitsinler? Geri dönüşü olmayan tarihi bir hata bu: Sürekli işçi satan sendikalarla birlikte olmayı tercih edip halka sırtını dönene halk da asla yüzünü dönmeyecektir. Kimse kusura bakmasın!

"1915'te bu topraklarda Ermeniler (ve Süryaniler), vatandaşı oldukları devlet... tarafından öldürüldü. Tek suçları etnik ve dini kimlikleriydi. Bu büyük bir insanlık suçuydu. Bu suçu mahkum ediyoruz. Tekrarlanmaması ve gelecekte bir arada barış içinde yaşayabilmek için üzerimize düşenleri yapma..."

Üç ince ve güzel kitap önereyim nispeten yenilerden. Bilbaşar'ın edebiyat araştırmacısı Erol Gökşen'in keşfi olan 41 tarihli tefrikası, bizde az örneği olan bir sanatçı romanı. Güçlü kadın karakterleri ve erotizmden çekinmemesiyle gayet ilginç, Denizin Çağırışı kadar olmasa da severek okudum.