Deva ve Gelecek’in içinde bulunduğu Yeni Yol grubu seçimden bu yana ilk defa bir siyaset yapma alanı bulmuşa benziyor. Eleştiriler bitse de kendi tarafının karşı atakları dur durak bilmiyor.

Paylaşım metnine tekrar baktım, çok şey düşündürüyor. Sanıyorum Mustafa İslamoğlu birkaç sene önce bu hissi çok iyi anlatmıştı. En pişman olduğum şey hayatımın bir dönemini İslamcı olarak geçirmiş olmak demişti. Bir çürük ipliğe hülya dizmişiz diyerek de özetlemişti.

Sanıyorum ciddi bir salgın var. İki günde zar zor ayağa kalkabildim. En sıcak gündemin de majestelerinin makbul muhaliflerinin pozu olduğunu gördüm. CHP’nin yine ve yeniden haklılığı ile biraz daha dinleneceğim.

Ana muhalefet partisi liderine yumruk atabilirsiniz sonucu çıkıyor. O sırada arkadaşımız Abdullah Esin tweetlerinden dolayı tutuklu; kamuoyu baskısı olmasa tez teslimine uzatma bile vermeyeceklerdi. Bu rejimde eylemin ne olduğu değil, hedefin kim olduğu belirliyor adaleti.

Önüme bugün yüzlerce aşağıdaki gibi restorasyon katliamı diyebileceğimiz fotoğraflardan düştü. Her şeye rant merceğinden bakanların eseri bunlar.

CHP İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum atanmasının ardından paylaşımları bahane edilerek tutuklanan arkadaşımız Abdullah Esin’in tamamladığı yüksek lisans tezi, çeşitli bahaneler uydurularak Sosyal Bilimler Enstitüsü tarafından teslim alınmadı.

Yalnızca bir insanı, bir aileyi değil; insanların hayallerini de tutuklamaya çalışıyorsunuz.

Bu akşam saat 20.00’de Çağdaş Bayraktar’ın konuğuyum. İzlemeniz dileğiyle.

Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne yapılan operasyonun özeti şöyle: İddialar öncesinde ve sonrasında, Sayıştay baktı, müfettişler baktı; kamu zararı bulamadı. Benzer şekilde 2019’dan beri İBB’yi binden fazla kez denetlemişler ve hiçbir şey bulamamışlardı.

Özgür Özel yine haklı çıktı.

İfade özgürlüğü kapsamında eleştiri yapan ve bunu yurttaşlık görevi olarak kabul eden arkadaşlarımız Abdullah ve Nur Betül hâlâ tutuklu. Arkadaşlarımız unutulmasın. #NurBetüleÖzgürlük #AbdullahEsineÖzgürlük

CHP lehine çıkan yargı kararlarının birkaç gün bile konuşulmasına izin vermediler. Piyasaların durumuna, yargı içi güç dengesine ve siyasi konjonktüre göre böyle bir ileri iki geri yapmaya devam edecekler. İttifakın hedefi değişmiş değil.

Resul Emrah Şahan dosyasındaki müştekilere bakıldığında, Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarına “İstanbul’un Muhafızları” sıfatının ne kadar yakıştığı bir kez daha görülüyor. Karşı taraf için uygun sıfat ise malum: “rantın muhafızları”.

Hem 12 Eylül olması hasebiyle hem de saçma bir iddianame ile hazırlanmış bir davanın ertesinde, sevgili arkadaşım Abdullah’ın diplomalı fotoğrafının kıymetli olduğunu düşünüyorum. Abdullah, yurttaşlık bilinciyle sosyal medyadan yaptığı paylaşımlar dolayısıyla tutuklu.

MHP şifrelerini okumakla ünlü yorumcular şimdi ne diyecekler emin değilim. Ancak bu kadar kudret atfediyorsak eğer, Bahçeli, bir yandan Ahmet Özer için tahliye isterken öte yandan da Resul Emrah Şahan'ı anmayarak İBB soruşturmasına dahil olması için işaret verdi anlamını çıkarırız.

Yarın sabah saat 10.00’da Defne Sarısoy’un konuğuyum. İzlemeniz dileğiyle.

Abdullah Esin ve Nur Betül Aras yurttaşlık görevlerini yaptıkları için tutuklandılar. #NurBetülArasSerbestBırakılsın #AbdullahEsinSerbestBırakılsın

Bu birkaç günde CHP’lilerin gözünde Erdoğan’dan daha fazla öfke duyulan birisi var ise o Gürsel Tekin’dir.

Bu akşam saat 20.00’de Çağdaş Bayraktar’ın konuğuyum. İzlemeniz dileğiyle.

Abdullah, Boğaziçi’nden arkadaşım ve yoldaşım. Çok kıymetli bir siyaset bilimci kendisi, çok kıymetli de bir tez yazıyordu. Yurttaşlık görevini hep kendi menfaatinin önünde tuttu. Bugün tutuklandı. Abdullah’ı yalnız bırakmamak bizim görevimiz artık.

Sosyal medyayı daha aktif kullandığımız için alandan yalnızca bizleri görüyorsunuz. Ancak bütün problemlerine rağmen il başkanlığını terk etmeyen birçok yaş almış yurttaş var. Hepimizin geleceği için bizlere güç veriyorlar.

Gerilim tırmanmasın, kayyım ile görüşülsün ve parti bölünmesin gibi yorumların CHP menfaatine hiçbir geçerliliği yok. Bu tamamıyla iktidarın dayattığı bir çerçeve.

Öcalan tam olarak bu cümleleri kullanmamış olabilir ancak düşüncesinin mealinin az buçuk böyle olduğunu süreçle beraber görüyoruz.

CHP İstanbul İl Başkanlığı'na atanan kayyum heyetindeki isimler tek tek ayrılıyor. TGRT ekranlarında bu isimlerin ne denli CHP’li oldukları, dededen partili oldukları, partiyi yalnız bırakamayacakları ve görevi de bu yüzden kabul ettikleri anlatılıyordu.

Yurttaş sahip çıkacak. Artık ötesi yok. Zulme karşı mukavemet edilecekse, yarına dair en ufak beklentimiz olacaksa Cumhuriyet Halk Partisi’ne sahip çıkılacak.

Bu kararların çıkması için ellerini ovuşturup bekleyenleri asla unutmayın. Bir daha kimsenin yüzüne bakamayacaklar.

Nihai amaçlarına doğru bir adım daha attılar. Mutlak butlan için yol yapıyorlar. Ya bu mevzide püskürteceğiz ya da bir daha gerçek bir sandık yüzü görmeyeceğiz.

Ticarethaneye çevirilen bir okul, emek sömürüsüne maruz kalan bir çocuk işçi, elini kolunu sallayarak cinayet işleyen pedofili bir erkek. Yalnız Boğaziçi’ne değil, tüm memlekete biçilmiş kader bu.

Üniversiteler yaşam alanıdır diyenlere her türlü işkenceyi ettiniz. Boğaziçi Üniversitesi’ni katil bir pedofilinin suç mahalli haline getirdiniz.

Otobüsle insan getirip kendi ismini slogan attırmakla o mirası yok edemiyorsun işte. 23 sene ilmek ilmek işliyorsun yine olmuyor.

19 Mart’tan beri anlamamız gereken bir şey var: Bahçeli’nin açıklamalarını mistik şifreler gibi yorumlayan MHP uzmanlarına itibar etmemek.

Son iki günde 3 tane mesaj gördük. Mehmet Murat Çalık, Muhittin Böcek ve Ayşe Barım. Bile bile ölüme terk edilen ve ölmemek için haykıran 3 kişi.

Bu akşam saat 20.00’de Çağdaş Bayraktar’ın konuğuyum. İzlemeniz dileğiyle.

Dijital kamusal alan inşa edilmeden önce en radikaller dahi toplumsal makuller içerisinde konuşmak durumundaydı. Irkçılar, açıktan ırkçı olduğunu söyleyemez, bir şekilde reddetme yoluna giderdi.

AKP ve MHP arasında şüphesiz ayrışmalar var. Ancak bu ayrışmalar rejimin devamlılığını sarsmayacaktır. Bahçeli’nin demokratik talepler ile Erdoğan’ın karşısına dikileceği iddiası gerçekle uyuşmuyor.

Yarın sabah saat 10.00’da Defne Sarısoy’un konuğu olacağım. Gündemi konuşacağız. İzlemeniz dileğiyle.

Afyoncu tam olarak AKP rejiminin istediği taşralı akademisyen tipini temsil ediyor. Ufku dar, akademik ilgisini ve söylemini rejim ile şekillendirmiş, eksikliğini ideolojik yoksunluğuna kaçarak kurtarmaya çalışan birisi.

Memur sayısınının sorgulandığı kadar mutlu azınlığın serveti sorgulandı mı acaba? Her yeni gün hepimizin ekmeğinden çalanlar kimler? Yine cambaza bak durumu. Cambaza baktıkça bizden mutlu azınlığa akmaya devam.

Yarın sabah saat 08.15’te Meltem TV’de Uğur Önver’in konuğu olacağım. Gündemi konuşacağız. İzlemeniz dileğiyle.

İnan Güney’in temiz hikayesini anlamak için işçilerin ifadesi yeterli.

Bu akşam saat 20.00’de Çağdaş Bayraktar’ın konuğuyum. İzlemeniz dileğiyle.

“Ben 6 metrekarede vakit geçiremem.” lafını hâlâ kaldırabilmiş değilim. Mezhebimiz lafın sahibi kadar geniş değil elbette.

O kadar vahim şeyler açığa çıkıyor ki akışta kaybolmasın. Mücahit Birinci, Cem Küçük, Fuat Uğur ve Nedim Şener’i ben hallederim diyor. Sabah akşam muhalif gazetecilere “Saraçhane Bülbülleri” diyorlardı. Siz şimdi nerenin nesisiniz açıklamakla uğraşın.

Meral Danış Beştaş daha önce Ekrem İmamoğlu'na karşı yapılan operasyonların sürece karşı sabotaj olduğunu söylemişti.

Ölümden ciddi bir şey yok. Madende, trende, protestoda, ormanda, yurtta, okulda, sokakta… Ya ihmalle ölüyoruz, ya ilgisizlikle. Biz ölmesek, yanımızdakiler ölüyor: Arkadaş, ağaç, kuş, deniz… Bu yüzden gitmeliler. Daha ciddisi yok.

1989 yılında Doğu ve Güneydoğu raporu yazmış, SHP kökeni olan bir partiden kurulacak komisyona karşı sağcı bir pozisyona düşmesini bekleyemezsiniz.

Tarihin doğru tarafında durmak üzerine çokça yazmıştım. Altan Öymen de öyle biriydi. Bize miras bıraktığı en büyük şey bu oldu.

Anasayfamda sık sık Cumhuriyet Halk Partisi’ne üye olacağını belirten yurttaşlara denk geliyorum. Çok sevindirici, örgütlü mücadeleye katılmak en kıymetli tercih.

Mutlak butlan garabeti gerçekleşirse aynı gün Ankara’ya geçeceğim. İster son ev, ister son kale, ister son liman diyin, nasıl savunmak gerekiyorsa savunacağız.

Şaşırmıyoruz ama kanıksamıyoruz da. Bugünkü operasyonu yaptıran şahsın da dediği gibi “su ısınıyor”. Ancak kim için ısındığına eninde sonunda yurttaş karar verecek.