buraya içimizi dökmeyeli iki hafta olmuş. yarından itibaren başta hayat ve kadınlar olmak üzere pek çok konuda fikir beyan etmeye devam edeceğim. sanmasınlar sizi yalnız, biz buralARDAyız.

"rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da." bu ayetin öncesi ve sonrasını düşünüp muhammed'in yaşadığı ferahlamayı hissettikçe allah inancı tam olarak bu ayettir diyorum. nihat genç'in kuran okurken gelen rahatlamaktan kastı budur. islam'deki teslimiyet budur. kulun kulluğunu fark etmesi budur.

çok fazla konuda çok fazla problem var ve çoğu için bir çözümümüz olduğu söylenemez

başkanı kendi slotundan gelecek partili isimleri verince dışarda kalmış :D hadi kardeşim öss çalış sen

16 yıllık lise arkadaşım var. kızla liseyi okuduk, ünide ayrıldık, 2yıl aynı yerde çalıştık, bu ay işten ayrıldı ve şu an KOMŞU durumundayız. insanların bizim habitatımız dışında da varolduğunu fark etmek çok şaşırtıyor beni. gözümüzün görmediği insanları yok sayıyoruz ama bizden bağımsız yaşıyorlar

nisan ayında kendime bir setup kurdum. 7 ayda 7 defa bilgisayar başına geçmedim. bilgisayarı arkada ses olsun diye açtığım diziler için kullanmaya başlayınca 77 katlık bir verimlilik artışı oldu. insan kendini max bu kadar bilmeli.

caner özyurtlu zaten gereğinde orijinal bir adam ama feyyaz yiğit olmak isteyen volkan öge'nin etkisinden çıkmazsa kendisi için toplumca yaratılmış olan freak rolüne çok daha fazla uyum sağlayacak

dizi film sektöründe gençken gelecek vaat edip sonra hiçbir şey olamamış oyuncular feci üzüyor. mesela hayatın olağan akışındaki diğer mesleklerde en fazla 150 bin kazanacakken 50 bin kazanırsın ama oynadığın dizideki star 2 milyon dolar kazanırken 80 bin liraya tamam olmak çok büyük darbe olurdu.

hocam siz profesörsünüz

15 gün öncesine kadar abarttığımı düşünüyordum ama artık eminim: vince gilligan çağımızın dostoyevski'sidir.

flört yine 10 şarkısı çok kötü 1 şarkısı mükemmel albüm çıkarmış müziklerine ve emeklerine müthiş saygı duymakla birlikte keyfi şarkı yapma işini bıraksalar yanlışlıkla the animals falan olurlardı herhalde

ne zamandır burayı fazla boşladık diye hayatından içinden bir anı paylaşmak isterim. geçen ofise giderken çok da samimi olmadığım bir lise arkadaşımı gördüm. kızla göz göze geldik, benle konuşmak için durdu ancak ben görmezlikten gelerek devam ettim. bi sonraki karşılaşmada büyük bir utanç duyacağım

gnossiennes 1. bu eserin bestelenmiş ve icra edilmiş olması zaten insanlık için olağanüstü bir şans ancak piyano dışında herhangi bir enstürmanla çalınsa bile aktarmak istediklerini hiçbir şekilde aktaramayacaktı muhtemelen. mükemmeliyetçilik bir eser olsa gnossiennes 1 olurdu.

kemalist dönem tarih kitabını okuyorum. islam tarihi bölümüne geldim. bölüm eski dille ama tamamen akademik üslupla yazılmış. hafif ilerledikçe 2010 twitter'da milleti kızdırmak için trollük yapan tayfa din tarihi konuşuyormuş gibi gelmeye başladı. her satırda gülmekten bitiremedim kitabı.

whisky. bu filmde yorumu seyirciye bırakılmış 8-10 tane fikir var, bir kısmı karşıt argümanlar oluşturuyor. zeki abi tam olarak hangilerini ele alıp bunun yönetmeni bu farkındalıkla çok yaşamaz dedi acaba. oradan hareketle kendimize ömür biçelim.

aralık 2020'deki bir online toplantıda daron acemoğlu'na "sermaye hareketliliğini sınırlandırır lirayı güçlendirerek iç talebi artırırsak enflasyon problemini çözebiliriz" demiştim. "çok biliyorsan nobel'i sen kazan" diye cevap vermişti.

bugün "iki çıtır simit lütfen", "kredi kartıyla olacak" ve "onaylandı mı" dışında cümle kurmadım. az önce kontrol ettiğim üzere ses tellerimde bir sıkıntı da yok. konuşma işini gereğinden fazla önemsiyoruz.

ömrüm boyunca (önümüzdeki 10 yıl) hayattan sabahın köründe serpme kahvaltı yapacak kadar keyif alacağımı sanmıyorum. 77 farklı reçelin yanında 78. reçeli sofraya koymak için gereken azim ve kararlılığı her gördüğümde hayret ediyorum. insan doğası gereği bunu hedefleyen bir varlık olmamalı.

bazen burada sosyalizm falan bişeyler anlatıyoruz da ulan robert owen köy satın almış da iki sene primitive communism kuramamış sen 10 metrekare odanda mı dünyayı kurtaracan hissi gelince yatıp uyuyalım yarın mesai var fikri çok ağır basıyor. aylık da doldurmak lazım.

eşsiz abur cubur zevkim ve kişisel - toplumsal iletişim becerilerim sayesinde ofiste primitive communism tarzı bir ilişki ağı kurmaya başladım allah izin verirse bütün dünyevi transactionsı yeni nesil barter ekonomisi şeklinde dizayn edip modern yaşamda küçük küçük çatlaklar oluşturmayı hedefliyorum

demeyelim demeyelim ama marksist literatürün en kötü kitabı cidden marx - das kapital gibi duruyor. yine de kitaplıkta nutuk ve türkiye'nin düzeni ile birlikte üç babalar olarak sergiliyoruz orası ayrı tabii (arkada kobe bryant figürü ve galatasaray erkek basketbol takımı 2016 eurocup kadrosu var).

5 yıldır yaptığım okumalar sonucunda insanın doğması, yaşaması ve üremesi gibi faaliyetlerinin tamamının sermayenin yeniden üretilmesi için bir araç olduğu sonucuna eriştim.

tcmiz siyasetinde aşılması gereken kırmızı çizgi belli. muhalefetin karar vericileri o kırmızı çizgiyi aşmaya cesaret etmedikleri sürece kendi mahallelerinin yüzölçümü küçülecek. boşa tepinmenin rasyonel bir zemini kalmadı artık.

az önce "bi 3 ay 100 bin lira para biriktirmem lazım" diyen arkadaşıma 0 faiz ile 50 bin lira kredi almasını tavsiye ettim hemen almış. ilk anda aklıma gelen şeyler %98 ihtimalle doğrudur ama %2 ihtimalin sorumluluğunu almak istemiyorum arkadaşlar ağzımdan çıkan her kelimeye bu kadar güvenmeyin.

john law, klasik banknotların basımı ve kullanımı fikrini ortaya atan abimiz, para basma işini abartıp %60 enflasyona sebep olunca "sağlık olsun öğrenmiş olduk" demiş. tarihe böyle geçmek vardı.

model albümlerinde söz-müzik komple can temiz'e ait olduğunu fark edip "bu adam niye tüm türk piyasasını komple bıraktı" diye düşünürken makbet diye yeni grup kurduğunu gördüm. solistleri fatma turgut olsa model'i andırıyorlar ama insan genel olarak eskisinin yerine yenisi konamayan bir varlık zaten

eminem'in mockingbird'ü kızlarına değil eski eşine yazdığını idrak edebildiğim yaştayım

yıllık batman triology izleme ayini bu yıl için bitti. artık tamamen eminim ki jonathan nolan'ın dirk knight'ta yaptığı ahlak felsefesi ve kahraman - anti kahraman çatışmasında ana karakteri yerin dibine sokması hollywood tarihinde bir daha gerçekleştirilemeyecek bir karar. dahi bu adam.

vince gillighan pluribus'un açıklamasını "follows the most miserable person on earth and the one who must save the world from happiness." olarak yazmış. teminat gillighan diyerek bekliyoruz yayınlanmasını.

yaptığım analizler sonucunda aklınıza gelebilecek her türlü problemi çözmek için birbirine sonsuz güvenen biri tam yetkili dört kişinin yeterli olduğu sonucuna vardım. olay tamamen varsayımların manipüle edilmesinden ibaret ve insan sermayesi geometrik olarak artan bir değer.

kümülatif değerlerin büyüklüğü hakkında düşünmek anlamsız bir bilgelik hissi veriyor. bu zamana kadar klavyedeki tuşlara toplam kaç defa basmışımdır diye düşününce hayret ediyorum mesela 20 yıldır pc kullanırım rahat 15 yıldır günlük 7-8 saatim pc başında geçiyor TRİLYON OLMUŞ MUDUR acaba.

memleketimiz insanına genelde pis, kokuyor denir ama özellikle yaz aylarında halkımızın koltuk altına verdiği önem beni hayrete düşürüyor. hanımlarımız zaten ok ama beylerimizin de koltuk altlarını sinek kaydı şekilde temiz tutuyor olması taktir edilesi... türkiyemiz bir KOLTUK ALTI ÜLKESİ olmuştur.

paranın modern hayat ile birey arasındaki tek taraflı bir varoluş sözleşmesi olduğunu fark ettiğimden beri hiçbir şekilde para harcamıyorum. hayatta kalmak için gereken minimum işi yap + maaşınla hayatta kalabilecek minimum harcamayı yap = toplumdan izolasyon ve kendini tamamlama başarısı.

türkiye üzerine tezler: - türkiye cumhuriyeti, 100 yıllık tarihi boyunca, istisnalar haricinde tek parti ile yönetilmiştir. - tbmm'de mevcut rejimin istemediği isimlerin vekil olarak girmesi mümkün değildir. - tbmm'deki partilerin hemfikir olduğu konu dış siyaset, çatıştığı konu iç siyasettir.

anatolian psych rock lab. harika bir proje. hanımefendinin sesi daha ön plana çıkarılmalı türkü söylemiyor ağıt yakıyor.

tiesto - thank you remix'in insanlık tarihinde üretilmiş en iyi müzik parçası olduğunu düşünüyorum. böyle bir fikir - remix normal bir insanın hayal dünyasından çıkmış olamaz. saçmalık resmen.

hayatımda son 6 ayda gerçekleşen dönüşüm. yani artık ben de şaşırıyorum. bir şeyin olacağı varsa oluyor, olmayacak şey için dünyayı tersine çevirsen de bir önemi yok hakikaten. beklediğim bir haber daha gelirse sezar'ın kendisini semper victoria olarak tanımladığı noktaya erişeceğim.

diplomasız bu kadar

ayaklarımızın bizi dünya üstünde istediğimiz her yere ÜCRETSİZ bir şekilde götürebiliyor olmasını yeteri kadar övmüyoruz gibi geldi şu an

insanın toplumsal hayattaki bireysel önemsizliğini ön kabul haline getirebilirsek bireysel önemsizliğin farkındalığı olağanüstülüğünü kaybetmiş olacak ama bunun için daha çok zaman var tabii (3-5 yy falan)

imamoğlu 3 yıldır düzenli olarak yüzüne yüzüne yalan söyleyen bir adamın sözüne hala güveniyorsa biz boşuna konuşuyoruz demektir

ekrem'in bunu yapmayacak kadar kurnaz, özel'in bunu yapmayacak kadar partili olduğuna yürekten inanıyorum ama saraçhane medyası kılıçdaroglu gündemini yeni parti için meşru sebepler oluşturacak şekilde yeniden üretiyor.

dışardaki herhangi bir insanla muhabbete, konu ne olursa olsun, içten bir "nasılsın" ile başlayınca konunun %80i çözülüyor. ister iş hayatı, ister para pul işleri, ister gönül işleri olsun fark etmeksizin. günümüz modern insanın düz insana o kadar ihtiyacı var ki çığlık atarcasına duyuluyorlar artık

gibi dizisi hayatına ne kattı da anan baban yazmış gibi savunuyorsun diyenlere toplu cevap: geçen gün geçirdiğim karabasan nöbetinde ilkkan'ın söylediği BİR BİR BİRİ BİRİLERİNE BAKAR BAKAR BAKAR DURURUZ şarkısını iki tekrar halinde söyleyerek nöbeti olaysız bir şekilde tamamladım.

insanlarla ortak yönlerim üzerinden yakınlaşmaya önem vermiş biri olarak her insanla her türlü contexti yaratabildiğimi gördüğümden beri herhangi bir insanla aramdaki ilişki türünü ortak yönlerimiz üzerinden belirlemeye olan inancımı komple kaybettim yıktığım putumun yerine yenisini koymak zorundaym

muhaliflerimizin kendi muhalifliklerine ilericilik katmak amacıyla atatürk matatürk ayağına kadın voleybol takımı yalakalığı yapması ve kadın voleybol takımı saraya çıkınca yalakalıklarının boşa çıkmasıyla yaşadıkları karakter boşluğu... sizi size anlatmaktan sıkıldık artık aptal sürüsü sizi.

eve gelirken şok - a101 marketler farklı iki sokakta oluyor. şok'ta kasaya ünili çocuk koymuşlar, yeni olduğu için aşırı heyecan yapıp iyice strese giriyor. kolunu da kırmış, tek kolla çalışırken tepki alınca sıra bana geldi, panik yapmana gerek yok acelem yok beklerim dedim yavaş yavaş poşetliyorum

hayatın olağan akışında yanlışlayamadığımız için doğru olduğunu varsaydığımız ön kabullerin yanlışlığını test etmeyi çok seviyorum. tamamen farazi şekilde yaşadığımızı ve hayat akışının rastgeleliğini çok çarpıcı şekilde gösteriyorlar.