Demek ki çarşı karışmamış, demek ki AKP'de her şey yolunda. Ruşen Çakır videolarını hiç izlemeden, sadece başlıklarına bakarak ve imaları tersten yorumlayarak gündemi mükemmel bir isabetle takip edebilirsiniz. NOT: Çarşı karışmadı diyorsa çarşı kesin karışmıştır bu arada.

Kötü çevirilmiş çok kitap okudum, ama "Siyah Kuğu" (Nassem Nicholas Taleb) bambaşka bir seviyeymiş.

Çok ilginç bir film. Yönetmenin "Barbarian"ını da çok beğenmiştim, bu filme de bayıldım. Belki benim aşırı yorumumdur, ama her iki filmin de çok sağlam bir alt metni olduğunu, modern dünya ve Amerika eleştirisi taşıdığını düşünüyorum. Naçizane tavsiye ederim.

David Graeber'ın "Tersine Devrimler" kitabında Amerikan solu için söylediği bazı şeyler o kadar tanıdık geldi ki. Biz gerçekten küçük Amerika mı olduk, yoksa Amerika büyük Türkiye mi oldu diye düşündürdü bana.

Emile Ajar (ama Romain Gary değil) bu sözleri 1978'de söyletiyor romanındaki kişiye ve ben okuduğum her romanıyla daha çok seviyorum Emile Ajar'ı (ve Romain Gary'yi de).

Saat olma konusunda 14 dakikalık yanılma payı varsa barometrelik meselesi pek güven telkin etmiyor gibi geldi bana

"Abi gideceksin sakin bi kıyı kasabasına, eşinle dostunla, dünyadan habersiz öyle tatlı tatlı yaşayacaksın" kafası geldi ve gitmiyor. Ve fakat bu planın gerçekleşebilmesi için de çok sağlam bir bütçe lazım. Her şeyi ardında bırakmak o kadar masraflı ki.

Şu kitabı "kişisel gelişim" bölümünde bulmuş arkadaşım. Hem de Ankara'nın en köklü, en iyi diye bildiğimiz bir kitabevinde yaşanmış bu. Alper Hasanoğlu duysa kalbine iner yemin ediyorum ://

O kadar sıkıldım ki "Bak ben nasıl da çekip gittim senin hâlâ yaşadığın o iğrenç ülkeden ve o kadar yüce gönüllüyüm ki hâlâ üzülüyorum sana günlük mutluluğumun arasında. Kıymetini bil götoş!" yazıları okumaktan.

".... Sonra maraba ağaya dönüp 'Ağam peki biz bu bokları niye yedik?' diye sormuş." Güzel fıkradır. Fıkradır... mıdır?

Toprağı bok olsun.

Harari'nin son kitabı "Neksus" okura bilgi ağlarının tarih boyunca değişimini ve bu bağlamda yapay zekanın imkân ve tehlikelerini anlatmayı vaat ediyor ve fakat kitap boyunca istikrarlı olarak yapılan tek şey SSCB eleştirisi ve hakim liberal anlatının kutsanması. Esas vaat ile ilgili dişe dokunur

Şu hayatta en keyif aldığım şeylerden biri "Ben demiştim!" demek. Kılıçdaroğlu demişken aklıma geldi. Evet, ben demiştim.

Özellikle şu cümleye bayıldım: "Temiz bir vicdana sa­hipseniz sizden iyisinin olmayacağını söylerler, ama bana kalırsa dolu bir mide de aynı işlevi rahatlıkla görür." Bir Kayıkta Üç Kafadar (Tabii Köpeği Saymazsak) - Jerome K. Jerome

Galatasaray tarihi bir yandan da Türkiye tarihidir. Bu tarih içinde "Ateş Güneş" meselesinin önemli bir yeri olduğunu bilirdim, ama ayrıntılara vakıf değildim. Bu güzel çalışmada Mehmet Şenol 1920'lerden başlayarak 1938'e kadar giden sürecin her aşamasını anlatmış. "Vay arkadaş..." diye diye okudum.

Devlet Bahçeli'den barış dersleri zamanı... Rahmetli babaannem "Yaşa ki göresin yavrum." derdi.

Yıllardır herkese bıkıp usanmadan tavsiye ettiğim bir kitaptır Niyazi Berkes'in "Unutulan Yıllar"ı. Bu yayın sayesinde okurları daha da çoğalacaktır diye düşünüyorum. Hocaların eline diline sağlık. youtu.be/hZq7dVuWKXk?...

"Sivil, demıkratik ve kuşatıcı"da en nühimi kuşatıcılık. Kuşatıcılık çok önemli.

Helvadan put yapıp acıkınca yeme konusunda bizden iyisi yok. Helvanın helva, putun put, açlığın dayanılmaz olduğunu bilsek de vazgeçemiyoruz bu işten. Halbuki helvayı direkt ye işte acıkınca değil mi? İlginç işler.

Ben diyeyim 10, siz diyin 15 yıldır modası hiç geçmeyen; muhalifler için manasız bir umut sebebi sayılan aneliz: "Çok aşırı fazla fena korkuyorlar!" Bu "korkuyorlar" edebiyatının ne kadar tırt bir yere denk geldiği görselden de rahatlıkla anlaşılabilir. - Çok korkuyorlar! - İyi, al sana 20 TL.

Yaşasın 1 Mayıs!

Akşam sakin kafayla izlemelik bölüm gelmiş.

Sıradan yurttaşlar depremden korkuyor, sıradan olmayanlarsa depremi ellerini ovuşturarak bekliyor. Deprem rant demek, ihale demek; talan, vurgun, yağma demek çünkü onlar için.

Bir cisim yaklaşıyor ve sanırım... Evet maalesef, nereye gireceği çok belli. Geçmiş olsun hepimize.

Ulu Bilge İlberor Taylı "İstanbul'da tarihte hiç 2 hafta içinde üst üste büyük deprem olmadı. Korkmuyorum o yüzden demiş." Maraş'ta tarihte kaç kere 9 saat arayla peş peşe 7,5 üstü iki deprem olmuş acaba? Söylese de bilsek keşke ya. Bu adamlara büyük alim muamelesi yapanlar var hâlâ.

Selahattin Demirtaş'a 15 yıl hapis istemiyle bir dava daha açmışlar. Sebebi de şu: Bahçeli'nin "Kurucu Önder" dediği Abdullah Öcalan'a Demirtaş "Sayın" demiş. Vay arkadaş...

Kılışdar iş başında hâlâ.

Çok ilginç bir olay.

Allah belamı versin bu adam çok iyi tanıdığımız birini örnek alıyor. Her hareketi, her sözü, her tavrı o kadar tanıdık ki.

Ne yapalım mesela?

Çocuğu için 23 Nisan kutlamayan kreş, ilkokul arayan hanfendi buldu mu acaba ya aradığını? Bulmuştur bence, neredeyse bütün okullar sıbyan mektebi oldu zaten.

Bi pezevenk (Vatandaş gerçekten pezevenkmiş bu arada, hayatını o işten kazanıyormuş, hakaret amaçlı söylemiyorum) boykotlu kahveci reklamı yapıyor diye ortalık yıkılmış. Bu kadar insan neden takip ediyor da neyinden "influence"lanıyor acaba böyle tiplerin. Cidden çok ilginç.

Bir ek yapayım Ali hocaya:)Aynı zamanda bu elitler,Anadolu’nun herhangi bir köşesinde muhalif olmanın ne biçim bir yürek istediğini bilmez.Her yenilgiden sonra daha da içine kapanır,küser,ortama uyumlanmaya çalışırlar

Bu ülkenin sağlı sollu elitleri Anadolu'dan, Anadolu'nun olur olmaz her şeyinden rahatsız olur. Yemesi içmesinden şivesine, kılık kıyafetine kadar en doğal özellikleri bile hakir görülür. Demem o ki üç gün sonra burun kıvıracak olanlar Yozgat övmese çok daha iyi olur.

Misal Ahmet Altan... Şu tiplemeyi "genç entelektüel" diye itelediler. Sırf şu sebeple bile insan içine çıkamaması lazım ama hâlâ en doğruyu biliyor, virvir konuşuyor.

Üçte ikisi güveniyor yani. O ilginçmiş işte.

Yhaaaaa çok tatlıııııı 😍

Can Kozanoğlu yine hislere tercüman olmuş, yine tek boş lafı yok. Bu adam yeterince övülmüyor. Günde birkaç saat övmek lazım yerli yersiz. youtube.com/watch?v=sptu...

Senin gibi romantik Avrupalıların... Neyse ya, bozmayalım şu nezih ortamı.

Hiçkimse sanatçı, sporcu, avukat, doktor, overlokçu, ıslak hamburgerci, duvar ustası, panda bakıcısı, aşçı, terzi ya da transandantal meditasyon distribütörü olduğu için; yani sırf mesleğinden dolayı iyi, doğru, ahlaklı vb. olmaz. Şu işten bir vazgeçmek lazım artık.

Candaş Tolga Işık ve avanesine de bu yakışır zaten. Ötesini beklemek anlamsız.

Ne yapacaksınız? Lise öğrencilerini sırf öğretmenlerini savundukları için okuldan mı atacaksınız, hapse mi sokacaksınız?

Aşırı bir telaş, aceleye gelen bir hazırlık var; nedir, ne değildir bilemem. 18374818474 yıllık devlet aklı bizi şok edecek bir şeyin peşinde, o kesin. Neye hazırlanıyorlar acaba 🤔

Memlekette iyi olan her şeyin içine sıçmaya yemin etmişler. Kızımın okulu Ankara'daki en iyi devlet okullarından biri, parmakla gösterilen bir okul ve o okulun öğretmenlerini tarumar etmişler. Görevden uzaklaştırma, yer değiştirme, artık ne ararsan... Böyle bir memleket düşmanlığı görülmemiştir.

Ayrıca IKEA köftesi dünyanın en kötü köfteleri listesine ilk 3'ten rahat girer. Para verip yiyen var, gerçekten hayret ediyorum.

İnsanda birazcık utanma olacak, az biraz ar namus olacak.

Şu Kılışdar'a yapılmıştı ve adam alayımızın içinden geçti güle oynaya; şimdi Özgür Özel'e yapılıyor. O ne yapar bilemem. Türkiye, evlatlarına kendisinden başka bir şeyle meşgul olma imkânı vermediği gibi siyasetçiler de insana bir lahza olsun kendilerine güven duyma imkânı vermiyor. Hayırlısı...

Boykotu görünce akıllarına gelmiş arada sırada da olsa ikramiye vermeleri gerektiği :))

Her gece bu saatlerde başıma korkunç bir ağrı giriyor. Ülkenin jeopolitik konumu ve yeraltı zenginliklerinden olsa gerek. Durduk yere niye ağrısın zaten!

Hozom gelmiş, hiçkimse haber vermiyor. İncindim desem az kalır. Hoşgeldiniz hocam :)) @jeandpardaillan.bsky.social