Aşağıdaki yazıdan ilhamla: Tarihi keyfinize göre değiştiremezsiniz. Çünkü o sadece sizin değil, insanlığın öyküsüdür. Sizin utandığınız bölümler varsa, silip kurtulamazsınız. Çünkü onları mağdur olarak yaşayan "başkaları" vardır ve onlar da bu tarihin özneleridir.

Bir toplum, demokrasi ve hukuktan uzaklaştıkça, huzur, refah ve barıştan uzaklaştığını da anladığı zaman doğru yolu bulur. A society finds the right path when it realizes that as it drifts away from democracy and the rule of law, it also drifts away from peace, prosperity, and harmony.

Anayasalar, yurttaşları-ulusu değil, devleti koruyan bir 'teşkilat-ı esasiye' kanunu olarak görüldüğü sürece adaleti değil, düzeni sağlamanın araçları olmanın ötesine geçemez. Toplum da, çiğnendiği zaman onu korumaz. Irak ve Suriye'de böyle olduğu için bu iki devlet çöktü.

Demokratı kıt bir ülkede demokrasi gelişmez. "Şartlı demokrasi", otoriterliğin bir türüdür.

Aşağıdaki yazıdan ilhamla: Tarihi keyfinize göre değiştiremezsiniz. Çünkü o sadece sizin değil, insanlığın öyküsüdür. Sizin utandığınız bölümler varsa, silip kurtulamazsınız. Çünkü onları mağdur olarak yaşayan "başkaları" vardır ve onlar da bu tarihin özneleridir.

SİYASAL KALEİDESKOP Eğer hükümetler, etnik ve dinî milliyetçilikte, yani toplumları bölerek ve çatıştırarak yönetmek çabasından, vazgeçmezlerse yakında yönetecek bir toplum değil, sadece cemaatlerle yetinecekler. Ufalanan toplumlar, farklı bir dünya ve siyaset tarzı yaratacak.

Ne dersiniz? Türkiye yönetim(ler)i, Kürtlerle güçlenip, OD'da geniş bir müfuz alanı yaratabilirdi. Oysa, Kürtlerin kendisini küçüktüp, güçsüzleştireceği varsayımyla hareket etti. Son yönetim, dindaş Araplarla birlik olup büyüyeceği inancıyla, kuruluş korkularının gerçekleşmesine zemin hazırladı.

Barış, en etkili güvenlik tedbiridir. Demokrasi, barışın teminatıdır. Peace is the most effective security measure. Democracy is the warranty of peace.

Bütün otoritelerin --babalardan, hükümetlere-- en hoşlanmadıkları şey, kendilerine soru sorulmasıdır; mazallah ya hesap sorulursa?

Adaletsizlik, ilan edilmemiş bir (iç-)savaştır. Injustice is an undeclared (civil-)warfare.

Suriye'yi bunlara bırakmak, herşeyden önce kadınlara ihanettir.

Tüm, paydaşların yeni yılını kutlar, bekledikleri başlangıcı yapmalarını, sağlık, huzur ve başarılı bir dönem yaşamalarını dilerim. Mutluluk yoldaşınız olsun.

İMRALI GÖRÜŞMESİNDEN SONRA DEM temsilcileri İmralı'ya gitti; A.Öcalan ile görüştü. Ortaya çıkan gerçekler: 1- Çok muhtemeldir ki uzun süredir "resmi Türkiye", A. Öcalan ile görüşüyordu. Bu görüşme süreci, özellikle OD'da meydana gelen değişikliklerin çözülmeyen 'Kürt sorunu' yoluyla TR'ye zarar

DEM temsilcilerinin özetlediği A. Öcalan ile İmralı'da görüşme netnibde birkaç kere vurgulanan üç konu var: 1- Demokrasi; demokratik çözüm... Acaba bu konu 'resmi TR'nin gündeminde var mı; varsa kaçıncı sırada? 2- Muhalefet partilerinin görüşleri ve olumlu katkıları... Acaba iktidar

Beni ülkem adına en çok üzen, son Türk devletinin kuruluşundan sadece 100 sonra BEKA (var-yok oluş) endişelerinin en üst düzeyde tartışılıyor olmasıdır. Bu ülkeyi sevenler, cihangirlik rüyası göreceklerine akıllarını kullanıp, NEDEN diye sormayacaklar mı?

Suriye'de tüm aktörler, ülkenin toprak bütünlüğünden söz ediyor ama asker bulunduruyor ve alan işgal ediyor. Vantrolog, ses başkasından geliyor gibi konuşabilen kişidir. Bu iş vantrologluğu da aşan bir beceri türü: Kendi yaptığının aynını yapanı itham etmek... Adı var mı bilmiyorum.

Çakırcalı Mehmet Efe,Yörük Ali Efe, Kıllıoğlu Hüseyin Efe, Danişmentli İsmail Efe, Gökçen Efe eskinin haydutu, (Anadolu'nun işgalinden) sonranın vatansever direnişçisidir. Onlar Istanbul'u ele geçirip hükümet kursalar, TR neye benzerdi? SR'de HTŞ, SMÖ milis örgütleri bir

Her ülkenin yarattığı veya destekleyip, beslediği silahlı örgüt, Dr. Frankenstein'in yaratığına benzer. Kendisine zarar verirse CANAVAR, yaratıcısının rakiplerine zarar verirse ÜVEY EVLATTIR.

Başka ülkede, başkasının savaşına müdahil olmak işlenen günahlara da ortak olmak demektir. Bir ülkenin kendi sorunlarının çözümünü başka ülkelerde araması, bir dükkân sahibinin hesabını yandaki dükkânın defterinde tutması gibidir. Hesap tutmaz.

Sürekli yalan söyleyen biri, sadece güvenilnez değil, kestirilmezdir de... Bilin ki sizi aldatacak ve ahlakî ölçüleri olmadığı için bundan hiç pişmanlık duymayacaktır.

Tarihin sadece zaferlerden ibaret olduğunu sananlar, yenilgi ve kayıplarından hiç ders çıkarmazlar. Aynı hataları yaparlar.

'Evlad-ı fatihan' ile övünenlerin, fethedilen topraklar, sahiplerince geri alınıca nasıl 'evlad- perişan' durumuna düştüklerinden hiç söz etmezler.

Akılsız güç, sadece kaba kuvvettir ve her zaman daha kuvvetlisi bulunur.

Yeni bir silahlı türü eklendi "çatışmalar yazını"na: PARALI CİHATÇILIK!

Kendimizi aynı mikarda çabayla mutlu veya mutsuz ederiz. Aynı kural ekonomide ve siyasette de geçerlidir.

Baş eğdiğiniz her haksızlık, size kaybedilmiş bir hak ve hukuksuzluk; görmek istemediğiniz her usülsüzlük, size yozlaşma, yolsuzluk ve çaresizlik olarak döner.

Kafam karışık; biz onlarca yıldır İÇERDE çöz(e)mediğimiz 'Kürt sorunu'nu, şimdi yabancı silahlı örgütlerle DIŞARDA mı çözmek istiyoruz? Buna gerçekten inanıyor muyuz? Yoksa içerde tıkanan siyasetin enerjisini dışarı yönlendirip, zaman kazanmaya mı çalışıyoruz?

Bir terör örgütünü kurabilirsiniz; maaşa bağlar, eğitir, donatır ve kullanabilirsiniz. Ama asla sahiplenemezsiniz. Kendi varlık nedeninden başka sadakati yoktur. Yaşam biçimi olan şiddet (ölme-öldürme) onun zihin haritasını belirler. Terör örgütleriyle işbirliği, azraille yol arkadaşlığına benzer;

Unutmayın, bir elmas, değer kazanmış kömürdür. Ne olduğunuz değil, be olabileceğiniz kaderinizi belirler.

Osmanlıcılık, ruh çağırmaktır. Cumhuriyeti yaşatmakta zorlananların arkadına saklandıkları bir perdedir. Bilmedikleri, oyunun tek perdelik olduğudur.

Cumhuriyetini yaşatmakta zorlananlar (sürekli BEKA korkusı dile getirenler) nasıl yeniden imparatorluk olma hevesine kapıldılar? Nasıl bir gerçeklik dıygusudur bu? Osmanlı armalarıyla gezenler, bu sefer ölmüş olan Devlet-i Âliyye'n hayalini kendileri gömecekler!

Yeni-osmanlı(cı)lar yine fetih fırsatı çıktı diye seviniyorlar. Kendileri savaşa gitmiyor ama şehadete ermeye özeniyor görünüyorlar. Tamam sevinsinler ama özledikleri devletin 250 yıl can çekiştiğini, Kudüsü, Selanik'i tek kurşun atmadan çekildikten sonra göçtüğünü hatırlasalar iyi olur.

1- Yeteri kadar toprağı olan; 2- Yeteri kadar işgücü olan; 3- Yereri kadar yetişmiş/uzman elemanı (beyin takımı) olan; 4- Yeteri kadar (ama çarçur edileb) sermayesi olan bir ülke, NASIL İFLAS EDER, YOKSULLAŞIR? Bu bir tesafüf veya beceriksizlik midir? Değilse nedir?

Toplumu kurtarmakla, hükümeti kurtarma gündemleri farklıysa, farklılaşırsa, o ülkede ciddi reformlar yapılmaz, yapılamaz.

Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei: "Günümüz dünyasında cesur fikirlerin cesur seslere ihtiyacı var."

Bilim insanları faşizm için etlil bir tedavi yöntemi buldu!

Adalet üretmeyen hukuk; ahlak üretmeyen din; nitelikli yönetim, uzlaşma ve dayanışma üretmeyen siyaset; ilim ve felsefe üretmeyen öğretim; nitelikli mal ve teknoloji üretmeyen ekonomi, nadiren bir arada olur. Eğer oluyorsa, ölüme yatmış ve ölümünü seyreden bir toplum vardır.